Ebül Abbâs El Basîr hazretlerinin asıl ismi Ahmet ise de “İbn’ül-gazâle” diye tanınır. İbn’ül-gazâle, “ceylânın oğlu” demektir.
Hikâyesi şöyle:
O doğduğunda iki gözü de “kör” idi. Babası o yerin sultânı olup seferdeydi o zaman.
Annesi “bu sakat çocuğu beyim istemez” diye düşünüp bebeğini bir beze sardı.
Evden çıktı.
Issız bir yere bırakıp geldi. Sultan seferden dönüp de hanımının doğum yaptığını öğrenince sordu:
“Bebeğimiz nerede?”
“Sorma bey. Bir oğlumuz oldu, ama doğar doğmaz vefat etti.”
Yalan söylemişti.
Sultan boyun büküp;
“Rabbim onu aldıysa daha iyisini ihsân eder” dedi.
Aradan günler geçti…
Sultan, ava çıkıp bir “ceylân” gördü. Okunu gerip tam fırlatacaktı ki, bir “karaltı” fark etti.
Merakla koşup gitti.
Baktı, bir erkek çocuğu.
Çok güzel, nûr topu gibi.
“O ölenin yerine oğlum bu olsun” dedi ve alıp getirdi eve.
Hanım, onu görünce sordu:
“Hayrola bey, kim bu çocuk?”
“O ölenin yerine bunu gönderdi Cenâb-ı Hakk.”
“Hiçbir şey anlamadım bey.”
“Av yerinde buldum. Bir ceylân emziriyordu. Bak, ne de sevimli.”
Kadın bir tuhaf oldu.
Zîra tanımıştı onu.
Sevgiyle kucaklayıp bağrına bastı kendi yavrusunu. Hakîkati anlattı beyine. İkisi de sevinip şükrettiler…