Hasan Abimizin bir yeğeni doğmuştu.
Kardeşinin erkek çocuğu sayesinde ilk kez amca oluyordu…
Ziyaret için Okmeydanı’ndaki hastaneye gitmeden önce, hanımı ve kızıyla birlikte Avcılar’da bir çiçekçiye girdiler.
Çiçekçi aranjmanı yaparken kız babasını kolundan çekiştirdi:
– Ayy şu zambaklar çok güzel baba! Hiç çiçeğim olmadı. Doğum günümde bunlardan isterim!
Hasan Abi güldü:
– Ben sana cep telefonu alacaktım. Masraftan kurtardın. Bunlar telefonun dörtte bir fiyatı bile tutmaz.
– Olsun… Fiyatı değil, fiyakası önemli… Baksana ne güzeeeell… Çiçek isterim!
“Kızı olmayan babayım demesin” derdi Hasan Abi… Zambak neydi ki, bahçeler dolusu çiçek feda olsun diye geçirdi içinden…
Güzel kızının sağ yanağından makas aldı:
-Peki…
***
O akşam ailece hastaneye giderlerken Yenibosna köprüsünün altında belediye otobüsünün sıkıştırması sonrasında beton duvara çarparak takla atan arabada anne ve kız ölmüş, Hasan Abi sağ çıkmıştı.
***
Hasan Ağabey, vahim olaydan elli dört gün sonra, kaza şokunu biraz atmış ama kalbini yakan üzüntüyü hiç atlatamamış olarak kızının doğum gününde mezarının üstüne zambakları yayarken, sesli ağlamamak için dudaklarını ısırıyordu.
Ama gözlerinden arka arkaya toprağa düşen damlalara engel olamıyordu…